Buffalo 66: Zorunlu Yalnızlık, Buffalo’nun Laneti

Bu yazıda yönetmen Vincent Gallo‘nun 1998 yapımı Buffalo 66 filmi, betimsel bir şekilde içerik analizine tabi tutulmuş ve akademik bir yetkinlik, metodoloji ya da profesyonellik içermeyip, amatör bir ruhla ele alınmıştır.

Billy Brown’ın hikayesi yalnızlığın hikayesidir. Pessoa gibi karakterler yaratmış ve devamlı onların hikayelerini birilerine anlatmıştır. İlk aşkı Wendy Balsam için herkesten vazgeçmiştir; ama Wendy onu ciddiye almamıştır, işte o zamanlardan beri Billy insanlara olan güvenini ve insanlığa olan umudunu kaybetmiştir.

- Advertisement -

Soğuk maviliklerin içinden, kıpkırmızı çizmeleri ve üstündeki hiçte sıcak tutmayan ceketiyle hapishaneden çıkan Billy Brown, intikamını almak ve ailesini son bir kez görmek için evine gidecektir. Ama öncelikle tuvalet ihtiyacını gidermek zorundadır. Yazılı olmayan kuralların düzenlediği hayata, adeta bir makine dişlisi gibi davranılmaya zorlanan hapishaneden çıkıp, tuvaletini yapabilmek için orta metraj filme konu olabilecek uzunlukta olaylar yaşamıştır.

Buffalo 66 © Cinépix Film Properties (CFP), Lions Gate Films, Muse Productions
Buffalo 66 © Cinépix Film Properties (CFP), Lions Gate Films, Muse Productions

Dans kursunun tuvaletinde zor bela ihtiyacını görebilen Billy, tuvalet çıkışında; dans kursundaki kadınlara hiç benzemeyen, balık etli, güzel memeli, sportif olmayan elbiseler giyen, somurtuk bir kadın gördü, Billy’nin küfürlerini duyup onu düzgün konuşması konusunda uyarmıştı bu kadın. Sevgili Billy’de pejoratif ifadelerle kadını ciddiye almadığını göstermiş ve sonrasında afedersiniz bayan, bozukluğunuz var mı diye sormuştu, çünkü evi arayıp geleceğini haber verecekti. Alımlı bayanda var dedi, Billy alabilir miyim diye tekrar sordu, alımlı bayan evet dedi, Billy şimdi alabilir miyim diye azarlar tonla sordu, alımlı bayan hiç üslubunu bozmadan yine evet dedi ve Billy’ye parasını verdi. Billy ankesörlü telefona o parayla yöneldi.

Alımlı kadın-Layla- Billy’nin telefondaki konuşmasını gizlice dinlemiş ve bu konuşmanın Billy açısından çok hüzünlü olduğu sonucuna varmıştır. Çünkü telefonda şimdiye kadar karşılaştığı en ilgisiz anne vardı ve Billy’de beceriksizce annesine yalanlar sıralıyordu. Billy için üzülmüştü Layla.

Ailesini görmeye gidecek olan Billy’nin Wendy Balsam’a ihtiyacı vardı, bu onun karısıydı. Tabi ki bu role uygun kişi de, dramatik kurgunun bir gereği olarak, Layla idi. Layla’ya zorla Wendy Balsam rolünü veren Billy ailesinin karşısında ajanlık ve kocalık rolünü yerine getirmeliydi. Layla’yı Wendy Balsam’ı oynaması için ‘kaçıran’ Billy karşısında, çoğu zaman Layla gülecek gibi oluyordu. Ancak dediğim gibi Layla ona acıyor ve onda çok güzel bir şeyler görüyordu; bu yüzden onunla gitmeye ve karısı rolünde oynamaya ikna oldu.

Buffalo 66: Zorunlu Yalnızlık, Buffalo’nun Laneti

Buffalo 66‘nın yönetmen, senarist ve başrol oyuncusu olan Vincent Gallo bu opus magnum’unda [1] aslında kendi hayatını büyük ölçüde yansıtmış ve dediğine göre Brown’un ailesi gibi bir ailede büyümüştür. İlgisiz, nefret dolu ve umarsız. Billy ve Layla ailesinin kapısına geldiklerinde içeriden saçma sapan konuşmalar yükseliyordu, birbirine bağırıp çağıran anne baba vardı. Kavga etmiyorlardı, ancak bu normal bir iletişim de sayılmazdı, Billy tekrar huzursuzluğun pençesine kapılmıştı, girmeden önce durup dinlenmesi gerekiyordu, çünkü 5 yıl boyunca hapishanede bu sesleri duymadığı için çok rahattı, ama şimdi tekrardan bu cehenneme adım atması gerekiyordu.

Aslında mantıken kesinlikle girmemesi gerekiyordu o eve. Çünkü annelik-babalık görevini yerine getirmemiş ve getirmeyecek olan insanlarla ne işi olacaktı artık, intikamını alıp, hayatını sonlandırması daha mantıklı olurdu. Ancak insan her şeyi öğrendiği gibi bir aileye mensubiyeti de öğreniyor ve bunu arıyor, Billy son bir defa aile kavramını, sevilmeyi, değer görmeyi hissetmek istiyordu, bütün ısrarı bundandı.

- Advertisement -

Bu gerçek olamayacak kadar ürkütücü anne-baba Billy’yi ve daha çok sevgili karısını neşeyle karşıladılar. Annesinin anlaşılmaz bir şekilde Buffalo takımına takıntısı vardı, baba da acıktığında karısını hatırlayan, onun dışında işine bakan saçma sapan bir oluşumdu. İkisinde de sevgiye dair bir kırıntı bulunmuyordu; ama misafirlerinin karşısında bir aile gibi davranmak zorundalardı.

Yemekte kokoreçten bozma bir İtalyan yemeği vardı ve vejeteryan olan Layla bu yemeği Billy’ye olan sevgisini göstermek için yiyecekti. Masada aslında hesaplaşabilirlerdi. Billy yaptıkları her şeyi yüzlerine vurabilirdi, ancak hiçbirini söylemedi, yemekleri yediler. Bununla da kalmadı, geçmişe gittiler. Billy’nin ‘kaybolan’ köpeğinden bahsettiler. Normal şekilde bıçağı tutan Billy babasının yaralama suçlamasıyla karşı karşıya kaldı, tansiyon yükseldi, tartışmalar içinde Billy’ye hem anne hem de baba yüklendi.

Anne söylediği şeyle sadece Billy ve Layla’yı değil, izleyiciyi de kendinden nefret ettirdi. Garip bir şekilde Buffalo 66 takımının hiçbir maçını kaçırmayan kadın, 1966’da Buffalo’nun bir maçını Billy’yi o gün doğurduğundan ötürü kaçırmıştı ve o günden sonra Buffalo için işler yolunda gitmemişti, sırf bu yüzden annesi Billy’ye yılan gözlerle bakıp keşke seni hiç doğurmamış olsaydım, demişti. Bu galiba istisnasız hiçbir insana söylenmeyecek bir şeydi. Ama annesi garip bir insandı, söylediği şeyi unutmuştu.

Buffalo 66 © Cinépix Film Properties (CFP), Lions Gate Films, Muse Productions
Buffalo 66 © Cinépix Film Properties (CFP), Lions Gate Films, Muse Productions

Birkaç geçmişten sahne, Layla’nın Billy ile tanışmalarını anlatması, Billy’nin başarılarını anlatması, yurtdışı görevleri vs. derken o geceyi bitirebilmişlerdi. Evden çıkmışlar, Billy yine umduğunu bulamamış, yine talihine lanet okumuştu. Şimdi yapılacak tek şey vardı, 5 yılına mal olan o oyuncuyu yok edecekti.

Yine Buffalo takımı Billy’nin peşini bırakmıyordu. 5 yıl önce hiçbir akıllı adamın yapmayacağı şeyi yapan Billy, Buffalo’nun kaybedeceği kesin bir maçına yüklü bir para yatırmıştı, niye yaptı bunu bilinmez, belki de zengin olacağını düşünmüştü. Ancak ortada para falan da yoktu, dolayısıyla Billy bahisçilere borçluydu. Borcu karşılığında yakışıklı ve karizmatik mafya babası Billy’nin yaptığı aptallığı tane tane anlatmış ve borcuna karşılık hapse düşmüş bir arkadaşının suçunu üstlenmesini, böylece borcunun silineceğini söylemişti. Billy bunu yapmak zorundaydı, yoksa ölecekti. 5 yılını yine Buffalo yüzünden kaybetmişti, Buffalo’daki Scott Woods her şeyin sebebiydi ona göre. Düzgün bir oyun çıkarmamış, söylentilere göre işin içerisine şike karıştırmıştı. Zaten şu andaki kulübünü başka türlü de açamazdı, o yüzden her şeyin sebebi oydu, ölmesi gereken kişi Scott Woods’tu.

Anne-babasının evinden çıktıktan sonra bir kafede oturmuşlardı. Yanlarına şehvetli halleriyle bir kadın ve bir erkek oturdu, Billy kadını farkedince soğuk terler dökmeye başladı ve kafasını çevirdi, ama her ne kadar kafasını çevirsede kadın ona sarhoş ve dik gözlerle bakmaya devam etti. Onu tanıyor; ancak kim olduğunu hatırlayamıyordu, kimdin sen, seni tanıyorum demeye başladı, Billy isteksiz bir şekilde ben Billy Brown seninle aynı okuldaydık dedi, kadın onu yavaş yavaş hatırladı. Evet, dedi galiba birinci sınıfta olması gerek, belki sonralarında da emin değilim dedi, bu kadın Wendy Balsam’dı, sarhoş bir şekilde Layla ile konuşmaya devam etti, sonra Billy masadan hiddetle kalktı, Layla’nın sıcak çikolatası vardı, daha gelmemişti.

- Advertisement -

Billy beklemedi, Layla’yı orda bıraktı ve planını uygulamak için harekete geçti, kulübe gitti. Kulüpte Scoot Woods’un olmadığını ve gece iki gibi geldiğini belirttiler. Billy planını gece 2’ye kadar erteledi.

Layla’nın yanına döndü ve ondan özür dileyerek bir otele gittiler. Gece 2’ye kadar beklemesi gerekiyordu. Billy kendisine dokunulmasından rahatsız oluyordu, Layla’nın ona dokunmasını istemiyordu. Değil başka bir şey düşünmesi, ona dokunması bile Billy için ızdırap dolu bir şeydi. Bu otel odasında bunu aşmalarını umuyordu Layla. Billy banyoya girince o da zorla onunla birlikte küvete girdi, ona en yakın olduğu an buydu, sessizdi ama saldırgan değildi Billy. Küvetten çıkıp yatağa uzandıklarında tanrısal çekim açısından gördüğümüz Billy’nin yatağın eşiğinde olduğu, farklı pozisyonlar aldığı ama Layla ile arasındaki mesafeyi koruduğu yönündeydi. Layla ise, hareketsizdi; çünkü Billy’den bir adım gelmedikçe onun Billy’ye adım atması artık anlamsızdı. Billy Layla’ya bir anlığına yaklaştı, cenin pozisyonuna geçti ve Layla ona sarıldı. Bu Billy’nin hayatı boyunca beklediği sarılıştı.

Buffalo 66 © Cinépix Film Properties (CFP), Lions Gate Films, Muse Productions
Buffalo 66 © Cinépix Film Properties (CFP), Lions Gate Films, Muse Productions

İçerisinde sevgi, şefkat ve merhamet vardı. Layla, Billy’yi bırakmak istemiyordu, Billy’de Layla’yı. Ama 5 yıldır kafasında döndürüp durduğu planı uygulayacak ve kendini bu ızdıraptan kurtaracaktı. Gece 2’ye yakın Billy kahve almak için aşağı ineceğini söyledi, Layla’da sıcak çikolata istedi. Billy tamam, dedi; Layla’nın içinde kötü hisler belirmiştiki, lütfen geri gel, dedi. Billy geleceğim dedi ve kulübe doğru yol aldı, Scott Woods’u öldürüp, sonrada kendi kafasına sıkacaktı.

Kulübe girdi, Scott Woods’u gördü, kadınlarla eğleniyordu. Gözünün önünde Woods’u vurduğu sahneyi gördü. Sonrasında kendini öldürdüğü sahneyi gördü, annesi-babası mezarı başındaydılar. Defin yapılmış, âdet gereği orda kalmışlardı. Annesinin elinde radyo Buffalo’nun maçını dinliyor, babası da mızmızlanıyordu; biraz sonra da acıktığını söyleyip, gitmeleri gerektiğini belirtiyordu ve belki de bir daha uğramamak üzere Billy’nin mezarını terk ediyorlardı. Billy ölümüyle bile onların sevgisine ya da merhametine layık olamamıştı. Bu onu çok üzüyordu. O yüzden biraz durdu, Woods’un önünde sonrasında da selam verip ordan çıktı. Ankesörlü telefona yöneldi, yarım akıllı arkadaşı Goon’u aradı, planı gerçekleştirmediğini, Woods’un iyi birine benzediğini ve çok güzel bir kadınla tanıştığını söyledi. Otelin altındaki kafeye yöneldi, ordan bir kahve ve bir sıcak çikolata aldı ve kendisini bekleyen Layla’nın yanına huzurlu bir şekilde döndü.

Buffalo’nun laneti, Billy’nin zorlu yaşamından sonra bir kutsanmaya dönüştü. Bu kutsanma Layla ile ödüllendirildi ve Billy hak ettiği sevgi, şefkat ve merhamete son derece cömert bir şekilde sahip oldu. O da artık dünyaya normal bir insan gibi bakıyor, dünyaya nefret yerine sevgi duyuyor, Layla’nın ona dokunmasını, elinden bir daha hiç bırakmayacakmışçasına tutmasını istiyordu, Billy en sonunda aradığı huzuru bulmuş ve huzursuzluğunun kitabını belki de hiç açmayacakmışçasına kapatmıştı.

İleri Okuma:

[1] Magnum Opus, Wikipedia.

Daha fazlası: